Hülya Avşar

Pazartesi, Ocak 10, 2005

Hep onun zamanı

Yıl 1983… İleride koca bir ülkeyi peşinden koşturacak, kişileri yeri geldiği zaman kızdırıp yeri geldiği zaman ayaklandıracak bir yıldız doğuyordu. Bulvar Gazetesi’nin düzenlediği bir güzellik yarışmasından başından taçla ayrılan bu genç kızın evli olduğu ortaya çıktığında tacı elinden alınıyordu.Bu genç kızın adı Hülya’ydı.22 yıl boyunca ona sinir olanlar, küfür edenler olacak ama hiç kimse ona kayıtsız kalamayacaktı. Perihan Mağden’in dediği gibi ”zaman zaman acayip gıcık olabileceğiniz,zaman zaman hoşlanabileceğiniz bir post modernite başeseri”dir O… Hülya bir Ege çocuğu… 63 yılında doğmuş…Baba Avşar aşireti mensubu…Anne Edremitli…Aile “Malakan Curri”diye çağırıyor, Sarışın anlamında… İki kız kardeşi daha var. İlkokul sırasında Ayvalık’tan Ankara’ya taşınıyor aile. Orta ve lise tahsilini de bu kentte tamamladı Hülya. Çocukluğunda çok haylazmış. Şımarık ancak zeki… Öyle haylazmış ki mahallede dövmediği erkek yokmuş. Anne ve baba çalıştığı için ev işlerinin üstesinden de gelebiliyormuş. Okula giderken çantasına kitaplarını değil, makyaj malzemelerini ve jean eteğini alırmış. En iyi arkadaşı kızına da adını verdiği –ne tesadüf ki kaynanasının adı da aynı- Zehra’ydı. Liseyi bitirir bitirmez kendisinden 9 yaş büyük Mehmet Tecirli isimli bir mühendisle evlenip Antakya’ya yerleşti. Bir yıl bile geçmeden kocasını terk edip İstanbul’a güzellik yarışmasına katılmaya gitti. 16 yaşında evlendi, 17 yaşında taç giydi. Tacı elinden alındıktan sonra ilk filmi “Haram” ı çevirdi. Sonra ardı ardına geldi filmler…Ve yaşamına giren erkekler…Futbolcu Tanju Çolak,iş adamları Osman Hattat ve Mehmet Aşçıoğlu, sanatçılar İbrahim Tatlıses ve Coşkun Sabah ilk akla gelen isimler..Kendisini tanıdığımda Tatlıses’e takılıyordu ve genelde basından kaçıyordu. İzmirli bir magazinci arkadaş aracı oldu röportaj için..O sıralarda sahneye de çıkmıştı. Erdem Siyavuşgil, Belkıs Aran, İlyas Tetik gibi müzisyenlerden iki sene müzik eğitimi almıştı. Gazino kulisinde gerçekleştirdik söyleşiyi… ”Playboy Türkiye” baskısında çıkan röportaj olay oldu. İyi bir sinema oyuncusudur Hülya…”Fazilet”teki rolüyle Sinema Yazarları tarafından en iyi kadın oyuncu, ”Benim Sinemalarım”daki rolüyle Tahran Film Festivali’nde ödüle layık görüldü. 1993 de Moskova Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu ödülü aldığı“Berlin Berlin”de mastürbasyon sahnesiyle adeta tabuları yıktı. Hülya’nın yaşamında yapmak istediği sanatın her dalında adından söz ettirmek değildi. İyi bir evlilik yapmak ve çocuk sahibi olmak istiyordu. Kaya Çilingiroğlu ile 10 yıllık bir beraberlikten sonra doğdu Zehra. Paris Büyükelçiliğinde karnındaki bebekle nikah masasına oturmuştu..Kaya aslında hiç tipi değildi..O esmerlerden hoşlanıyordu ama ne olmuşsa bir elektriklenme olmuştu aralarında. Hülya bu arada neler yapmadı ki…”Bugün Benim Doğum Günüm” adlı tek kişilik oyunu vardı. Tv dizileri ve şovları yaptı. “Kadın İsterse” ile şimdilerde yine ekranda. Ekonomi profesörlerini kızdıran “girişimcilik” üzerine konferanslar verdi. Adını taşıyan tişörtler üretti. Hülya Magazin’i çıkardı. Monica Seles’le yaptığı tenis maçı onun her şeye ulaşabileceğinin de bir kanıtı. Sabahları mutlaka müzikle uyanır. Uykuya çok önem verir. Gece hayatı yok. Dini inançları kuvvetli. ” Kalbin Zamanı’ndaki Belkıs gibi yanlışlar yaparak öğrendim her şeyi “diyor ve bu yıl yaptığı filmlerden yine ödüller bekliyor. 2004 de yazılı basında 4287 habere konu olarak bir rekor kıran Hülya’nın çalışkanlığına, üretkenliğine, ticari kafasına, spordan anneliğe her işi yapmasına, güzelliğine hayran olmamak mümkün değil…

Kaynak: Hürriyetim

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home