Hülya Avşar

Salı, Şubat 03, 2004

20 yıllık karier

Hülya Avşarengül Balıksırtı: reportaj

"Çalışırken hiçbir zaman kaytarmadım"
Popüler kültürün kraliçesi Hülya Avşar başarısının sırrını çok çalışmaya ve taviz vermediği disiplinine bağlıyor. Avşar kızı, "Eğer sadece güzelliği ile iş yapan bir kadın olsaydım bu kadar yorulmazdım" diyor..

YİRMİ yıldır zirvede olmak, yirmi yıl boyunca çok konuşulmak, çok konuşturmak... Popüler kültürün kraliçesi Hülya Avşar bu yolları nasıl aştı? Bu sorunun yanıtını ararken görüyorsunuz ki bu planlanmış bir hayatın sonucu değil. Liderlik onun doğuştan gelen özelliği. Hep önde olmanın bir bedeli vardır ve o bedel insanı yorar diye düşünüyorum. Ama Hülya'yı her şeyden çok kendi disiplini yormuş.

şengül Balıksırtı: * Yaptığın her şey çok konuşuluyor. Porsche'unu bırakıp bir pick-up aldın ve araba senin sayende popüler oldu. Yaptıklarının nasıl ses getireceğini önceden hisseder misin?
Hülya Avşar: Ben kendi hayatımı kolaylaştırabilecek ne varsa onu yapmaya çalışıyorum. Gösterişten ve lüksten uzak yaşamaya çalışıyorum, dolayısıyla benim yaptığım şeyler de insanlara hoş, güzel ve mantıklı geliyor. 'Hülya Avşar aptalca lüksler için para harcamadığına göre biz niçin harcayalım?' diyorlar. Ayrıca araba vergisi konusunda da avantajlı duruma geçtim. Bu kadar çok vergi ödemek bana çok ters geliyor. Türkiye'de maalesef şöyle bir anlayış var; Zengin kardeşim, öyleyse ödesin! Lüks arabaya binenlerin, lüks evlerde oturanların tepesine binilmiş vaziyette. Oysa sırf hobisi için her şeyini satıp bir arabaya yatırmış olan insanlar da olabilir. Sonuçta ben bu arabayı aldım. İnsanlar vergi ve kullanım açısından avantajlarını gördüler. Sağlam, lüks... Bunun özelliklerini öğrenince 'Hülya yapıyorsa biz niye yapmayalım' diyorlar.

VERGİDE YİNE ZİRVEDE
* Çok param olsa da sokağa atılacak param yok' diyorsun.

Kesinlikle. Çünkü ben paranın nasıl zor kazanıldığını en iyi bilenlerden biriyim.
* Çok yoruldun mu?
Gerçekten çok yorulmuşum. Parayı kazanmak için değil ama parayı kazanırken yaptığım işi iyi yapabilmek için çok yorulmuşum. Disiplin ve işe saygı beni çok yormuş. Hiç kaytarmamışım. Kaytararak çalışsaydım, sadece güzelliği ile iş yapan bir kadın olsaydım bu kadar yorulmazdım.
* Şimdi vergi zamanı geliyor. Birinci olabilecek misin?
Mali müşavirimin söylediğine göre birinci olmayabilirmişiz. Geçen yıla göre daha az iş yapmış olma ihtimalim var. Yalçın Bey bu konuda biraz pesimist. Ama birinci olmaya o benden daha meraklı.
* Sen de var o duygu...
Evet var. Garip bir tuzak bu.
* Birinci olmazsan üzülür müsün?
Çok üzülürüm. Gerçi birinci olmanın mutluluğunu bana çok fazla yaşattıklarını söyleyemem. Ben maliye bakanı olsam üç-dört sene birinci olmuş bir sanatçıya özel bir şey yaparım. Bu konuda arsızım, biraz şımartılmak istiyorum. Ama hiç böyle bir şeyle karşılaşmadık. Buna rağmen 'acaba ikinci mi olurum?' diye sinir basıyor. Yandım yani ben. Tam bir tuzak...
* Hiç ikinci olamaz mısın?
Çocukluğumdan beri sporda da arkadaşlık ilişkilerimde de hep bir liderlik durumum vardı benim. Bir işi düzgün ve iyi yaparsan zaten öne geçiyorsun. Ben öyle bir ailede büyüdüm ki, bir kere bir aşiret kızı olmanın verdiği çok önemli şeyler var bana. Olayları algılama oluyorsun. Ya evham yaparsın, onun verdiği elektrik seni çökertir ya da 'dur bakayım her şeyde bir hayır vardır' diye bakarsın. Hastalık ve sevdiklerinin kaybı gibi konuların dışında olayları göğüslüyorum. Topu göğsüme alıyorum önce. Ondan sonra gol atıyorum. Ya da çok iyi bir pas veriyorum. İkisinden birini çok iyi yapıyorum. Çünkü topu göğüslediğin zaman olaylara dört beş açıdan bakabiliyorsun. En iyisi hangisiyse onu seçiyorsun.

EN BÜYÜK BAŞARI AİLE
* Bu nasıl bir tatmin sağlıyor?
Benim için en büyük başarı bu aslında hayatta. İnsanın özel hayatındaki başarılar çok daha önemli bence. Çünkü bu durum işine de yansıyor, ilişkilerine de.
* Hep dengeden söz ediyorsun. Sanki evde bir sorun olsa işinde başarılı olamazsın gibi; yanılıyor muyum?
Çok doğru. İşteyken bilmeliyim ki evdeki her şey düzenli gidiyor. Günde sekiz saat çalışmak, akşam 5'ten 6'dan sonra evde olmak hep bundan kaynaklanıyor. Böyle olmasa özel hayatım dağılır. O zaman başarılı olamam. Bugün bu kuralları evimde ve iş hayatımda da uygulamam her şeye yansıyor. İç huzurum için bunları istiyorum.
* Senin bu halin bir erkeği mutlu da edebilir mutsuz da. Kaya Bey bu durumdan mutlu mu?
Önceleri bu kadar düzenden memnun değildi. Kaya'nın arkadaşları dalga geçerler benimle, 'burası nazi kampı' gibi derler. Ama bundan Kaya da memnun. O düzen ona da yansıdı. O da dağınıklık gördüğünde rahatsız olur ama ona da sormak lazım.

HAYATIM ÇOK DÜZENLİ
* Siz ne dersiniz Kaya Bey?
Sıkan tarafları da var, iyi tarafları da var. Ama dağınık bir kadınla yaşayamazdım. Ben zaten titiz bir adamım.
* Sürekli bu evlilikte şanslı kişinin Kaya Çilingiroğlu olduğu söyleniyor. Peki senin için şans değil mi? Hülya Avşar gibi bir kadını taşıyabilmek kolay olmasa gerek. Bu önemli değil mi?
Öyle olmasaydı yürüyemezdi zaten. Karışmama meselesi de son 6- yıldır var, ondan önce karışıyordu. İlk flört ettiğimiz zamanları anlatsam ayrı bir röportaj konusu olur. Bir keresinde seti basmıştı. Berlin Berlin filminde gece çekimi yapıyoruz. Saat 12'de en önemli sahneyi çekmeye hazırlanırken ışıklar söndü. Ne oldu derken bir de baktık kapı açıldı, Kaya girdi içeriye. Yukarı çıkarken şalterleri indirmiş.
Kaya: Bilmiyorum ki. Yanlışlıkla bir şeye basmışım. O zaman flört etmeye yeni başlamıştık. Bilmiyordum ki Hülya'nın iş düzenini. 'Saat 7'de gelirim' diyordu. 10-11 olmuş yok. Ben de çek etmek için gitmiştim, orada mı değil mi diye...
Hülya: O dönemler buna benzer şeyler çok yaşadık. Böyle bir sebepten ayrılmaya bile kalktık Ankara'da hatırlıyor musun? Ama bence hiçbir kadın işini bir erkek için bırakmamalı. Bir erkeğe aşık oldum diye işimden vazgeçmem. Kaya da anladı ki ya ayrılacağız ya da kabul edilecek bazı şeyler. Zaman içinde bu sorunları aştık.
* Şovunda sürekli 'Aman Kaya duymasın, aman Kaya görmesin' diyorsun. Bu şovun bir parçası mı yoksa Kaya'nın gerçekten korkutan tarafları var mı?
'Bunu duymasın' diyorsam gerçekten bir çarpıntı yaşıyorum demektir. Havadan sudan demiyorum yani... Geçen gün benden telif hakkı bile istedi adını kullandığım için.
* Birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız şey nedir?
Görüşmemek. (Kahkahalar atıyor...) Kaya hakikaten ne yapıyoruz? Arkadaşlarımızla gırgır şamata, birer kırmızı şarap, müzik dinlemek...
* Yalnızken...
Birbirimizi görmemeyi tercih ediyoruz. O üst katta ben alt. Çünkü 15 sonra takışıyoruz. Ya gazete yüzünden ya başka bir şey yüzünden.
* İnsanlara inanılmaz sorular soruyorsun. Sana sorulsa sinirlenirsin. Ne var sende. İnsanlar niye yanıt veriyor?..
Söyleme tarzı ve karşındakinin sana karşı duyguları da çok önemli. Hani Hande Ataizi'nin sorduğu ve tokat yediği olay var ya... O soruyu ben sorsaydım karşımdaki belki de boynuma sarılıp öpebilirdi... Ben o sorunun iki misli ağırını sordum insanlara.
* Bir şeyden utanır mısın?
Ailevi konuların çok ortalığa çıkmasından utanırım.

Kaynak: Sabah